Ana içeriğe atla


     ''Off! çalış çalış nereye kadar.''
     ''Anlamıyorum ben, basmıyor.''
     ''Çalışmaktan nefret ediyorum.''
     ''Çalışmak istesem bile kendimi veremiyorum, dikkatim dağılıyor.''
     ''Anneeeeaaağğğ! bana zengin koca bul, evlenecem ben.''
   
     Temsili fotoğraftadır.
                                                              . . .



     Değerli çilekeş sınav mağduru arkadaşlarım: Ders çalışmak çok sıkıcı, değil mi? Yok oku, yok ezberle falanda filanda zart zort... Evet, haklısın. Ama yine evet, haksızsın. Neden mi?

     Herkesin derdi kendine göre büyük. Hatta bazıları vardır ki, dertleri arş-û alâ'ya kadar büyüktür. Allah vermesin tabii. Bu dertlerin en büyük olumsuz tarafı bizim ders çalışma koşullarımızı etkilemesidir. Şimdi diyeceksiniz ki, ulan hiç mi derdimiz tasamız olmasın? Gönül ister ki olmasın tabii ama pekte mümkün olmuyor maalesef. Dertlerimiz, sıkıntılarımız, problemlerimiz illa ki olacak. Ama bunların arkasına ders konusunda bahane olarak ne kadar saklanabiliriz ? En çok karşılaştığım öğrenci tipi konuşmamız şöyledir:

( B- Ben. Ö- Öğrenci.)

     B- Çalıştın mı konulara, anladın mı?
     Ö- Çalışamadım be.
     B- Niye la, n'oldu?
     Ö- Dertler bırakmıyor peşimi. Sürekli bir dert, sürekli bir acı. Kafam hiç yerinde değil. (Öyle bir söylüyor, anlatıyor ki; sanarsınız üç çocuğu ile dışarıda kalmış, banka evine haciz yollamış, mafya peşinde vs vs...)
     B- Ne derdin var, hayırdır? Anlat bakalım. Siktir et dersi.
     Ö- Sevdiğim kız/erkek, bakmıyor bana, ilgilenmiyor benimle. Arkadaşlarla buluşup kafa dağıtacağız, bizimkiler izin vermiyor. Unutamıyorum onu, ne yapsam unutamıyorum...
     B- ...

     Kızmayın bana ama, derdinizi sikeyim be. Gerçekten. Birazcık ders konusunu kenara atacak olursam; bizim ülkenin en büyük eksikliği EMPATİ YOKSUNU olması. Yine diyorum: Herkesin derdi tabii ki de kendine göre büyük ama biraz gerçeklik içinde ve empati çerçevesinde değerlendirsek ne kadar da boktan olduğunu anlayacağız hepimiz. ''Sevgilim yok'' dediğimiz zaman Anne-Babası olmayan kişilerin yerine koyalım kendimizi. ''Arkadaşlarımla eğlenemiyorum.'' dediğimiz zaman cebinde beş kuruş parası olmayanları hatta günlerdir aç susuz kalanların yerine koyalım kendimizi. Eğer daha sonra yine derdimizi büyük görüyorsak.. benim diyecek bir şeyim yok, Allah başka dert vermesin.

     Hepimiz şanslı doğup, yaşamıyoruz bu hayatı. Kimileri hiç mücadele etmeden, hayatın zorluğunu kavramadan belirli bir yerlerde olurken; kimilerin de feriştahı sikiliyor... İşte, asıl bu yüzden daha çok çalışmamız ve kazanmamız lazım. Alnımızın teriyle hatta afedersiniz ama götümüzden terler aka aka mücadele edip kazanmalıyız. Ailemizin yüzünü güldürmek için, kendimizi mutlu edebilmek için ve en önemlisi de istek ve hayallerimize kavuşabilmek için mücadele etmeliyiz. Evet, ders çalışmak sıkıcı, iğrenç. Ama sonucunda inandığımız şeye kavuşmak varsa bahanelerin arkasına saklanmak yersiz. Derslere ve onun devamının getirdiği şeylere biraz boyun eğersek ve çabalarsak sonucunun güzel olacağını hepimiz göreceğiz. Üniversiteyi kazanan kişi/kişilerin bizlerden hiçbir farkı yok. Buna da bahane aramayın. Onların hiç mi derdi yok, olmadı. Belki de en büyük dert onlardaydı ama farkında oldukları şeylerde vardı...

     Sonucunda güzel şeylere kavuşmak ümidiyle şu fotoğrafı ekliyorum;


   
   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

     Değerli ygs/lys mağduru arkadaşlarım: Geldi yaz ayları, gevşer gönül yayları. -Keşke gönül yayları olsa be abi...- neyse, çoktaşeyapmamak lazım. Evet, arkadaşlar, bildiğimiz üzere Ygs ve Lys'de derslerin konu sayıları oldukça fazla ve bizim önümüzde ki süre kısıtlı. Burada bir ters orantı var. -Evet, yazarken bile araya ders konusunu sokuyorum. Biz de böyle gardaş.- Çoğumuz okul dışında; dershaneye, etüte, özel derse vb. eğitim faktörlerine katılıyor. Yok konu anlatımı, yok test, yok soru çözümü yok cart yok curt. E, abicim, ne yani bunların hiçbirini yapmayacak mıyız? Dediğinizi duyar gibiyim. Hayır! yani evet. Karıştı ortalık, toparlıyorum. Bizim üniversite sınavına hazırlanan öğrenci arkadaşlarımızda gördüğümüz en büyük hata HAMALLIK yapıyor olmaları. Hamallıktan kastımız ne peki? Dediğimiz gibi, ygs/lys derslerinin konu sayısı fazla ve bizim süremiz kısıtlı. Tüm derslerin ya da ilgili bölümün derslerinin tüm konularına çalışmaktansa; Ösym'nin her sene sürekli ay