Ana içeriğe atla

Kayıtlar

     ''Off! çalış çalış nereye kadar.''      ''Anlamıyorum ben, basmıyor.''      ''Çalışmaktan nefret ediyorum.''      ''Çalışmak istesem bile kendimi veremiyorum, dikkatim dağılıyor.''      ''Anneeeeaaağğğ! bana zengin koca bul, evlenecem ben.''          Temsili fotoğraftadır.                                                               . . .      Değerli çilekeş sınav mağduru arkadaşlarım: Ders çalışmak çok sıkıcı, değil mi? Yok oku, yok ezberle falanda filanda zart zort... Evet, haklısın. Ama yine evet, haksızsın. Neden mi?      Herkesin derdi kendine göre büyük. Hatta bazıları vardır ki, dertleri arş-û alâ'ya kadar büyüktür. Allah vermesin tabii. Bu dertlerin en büyük olumsuz tarafı bizim ders çalışma koşullarımızı etkilemesidir. Şimdi diyeceksiniz ki, ulan hiç mi derdimiz tasamız olmasın? Gönül ister ki olmasın tabii ama pekte mümkün olmuyor maalesef. Dertlerimiz, sıkıntılarımız,
En son yayınlar
     Değerli ygs/lys mağduru arkadaşlarım: Geldi yaz ayları, gevşer gönül yayları. -Keşke gönül yayları olsa be abi...- neyse, çoktaşeyapmamak lazım. Evet, arkadaşlar, bildiğimiz üzere Ygs ve Lys'de derslerin konu sayıları oldukça fazla ve bizim önümüzde ki süre kısıtlı. Burada bir ters orantı var. -Evet, yazarken bile araya ders konusunu sokuyorum. Biz de böyle gardaş.- Çoğumuz okul dışında; dershaneye, etüte, özel derse vb. eğitim faktörlerine katılıyor. Yok konu anlatımı, yok test, yok soru çözümü yok cart yok curt. E, abicim, ne yani bunların hiçbirini yapmayacak mıyız? Dediğinizi duyar gibiyim. Hayır! yani evet. Karıştı ortalık, toparlıyorum. Bizim üniversite sınavına hazırlanan öğrenci arkadaşlarımızda gördüğümüz en büyük hata HAMALLIK yapıyor olmaları. Hamallıktan kastımız ne peki? Dediğimiz gibi, ygs/lys derslerinin konu sayısı fazla ve bizim süremiz kısıtlı. Tüm derslerin ya da ilgili bölümün derslerinin tüm konularına çalışmaktansa; Ösym'nin her sene sürekli ay